بَاب
فِيمَا
يَقُولُهُ
الرَّجُلُ
عِنْدَ دُخُولِهِ
الْمَسْجِدَ
18. Mescide Girerken
Okunacak Dua Ve Zikirler
حَدَّثَنَا
مُحَمَّدُ
بْنُ
عُثْمَانَ
الدِّمَشْقِيُّ
حَدَّثَنَا
عَبْدُ
الْعَزِيزِ
يَعْنِي
الدَّرَاوَرْدِيَّ
عَنْ رَبِيعَةَ
بْنِ أَبِي
عَبْدِ
الرَّحْمَنِ
عَنْ عَبْدِ
الْمَلِكِ
بْنِ سَعِيدِ
بْنِ سُوَيْدٍ
قَالَ
سَمِعْتُ
أَبَا
حُمَيْدٍ
أَوْ أَبَا
أُسَيْدٍ
الْأَنْصَارِيَّ
يَقُولُ قَالَ
رَسُولُ
اللَّهِ
صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
إِذَا دَخَلَ
أَحَدُكُمْ
الْمَسْجِدَ
فَلْيُسَلِّمْ
عَلَى
النَّبِيِّ
صَلَّى
اللَّهُ عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
ثُمَّ
لِيَقُلْ
اللَّهُمَّ
افْتَحْ لِي
أَبْوَابَ
رَحْمَتِكَ
فَإِذَا
خَرَجَ
فَلْيَقُلْ
اللَّهُمَّ
إِنِّي
أَسْأَلُكَ
مِنْ
فَضْلِكَ
Ebu Humeyd veya Ebu
Useyd; "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu"
demiştir: "Sizden biri mescide girerken Nebi sallallahu aleyhi ve selleme
salat ve selam getirsin, sonra da; "Allahım, bana rahmetinin kapılarını
aç" desin; cami'den çıkarken ise: "Allahım, fadl ve kereminden
(ihsanını yine) senden istiyorum" desin.
Diğer tahric: Müslim,
müsafirin; Nesai, mesacid; Ibn Mace, mesacid; Tirmizi, salat; Darimi, isti'zan;
Ahmed b. Hanbel, III, 497; V, 435.
AÇIKLAMA: Bu hadis-i şerifte Hz. Nebi (S.A.V.) ümmetine
camiyigirip çıkarken ne şekilde dua edeceklerini talim buyurmuşlardır. Bu babda
rivayet edilen hadislerde bazı farklı ifadeler dikkat çekmektedir. Bu farklı
ifadeler ve ''Ona salat edin ve tam bir teslimiyetle selam verin"[ Ahzab
56 ] ayet-i kerimesi göz önüne alınırsa, mescide giren bir kimsenin, önce
Resulullah'a salavat getirip, sonra selam vermesi gerektiği ortaya çıkar.
Salat
ve selamdan sonra Efendimizin yaptığı dualar hakkındaki farklı rivayetler de
şunlardır: "Sizden biri mescide girdiği zaman Nebi (Sallallahu aleyhi ve
Sellem)’e salavat getirsin ve, "Allahım beni melun şeytandan koru"
desin."' (Hakim).
"Resulüllah
sallellahü aleyhi ve sellem mescide girdiği zaman, Bismillahi vesselamü ala
Resulillah, Allahım günahımı bağışla ve bana fazlının kapılarını aç; mescidden
çıkarken de: Bismillahi vesselamü ala Resulillahi, Allahım benim günahımı
bağışla ve bana fazlının kapılarını aç, derdi."[İbn Mace, mesacid; Ahmed
b. Hanbel, VI, 282, 283.]
"Resulüllah
sallellahü aleyhi vesellem mescide girdiği zaman Muham-med aleyhisselama salat
ve selam getirir ve "Allahım günahımı bağışla ve bana rahmetinin
kapılarını aç"; çıktığı zaman da Muhammed aleyhisselama salat ve selam
getirir sonra da; "Allahım günahımı bağışla ve bana fazlının kapılarını
aç" buyururdu."[Tırmizi, salat]
Görüldüğü
gibi Ebu Davud' unkinden farklı olan rivayetlerde selamdan önce salavat
zikredilmiş ve ilave olarak günahının bağışlanmasını istediği de
kaydedilmiştir. Bu ilaveler, mescide girerken yaptığı duada yer aldığı gibi,
çıkarken yaptığında da mevcuttur.
Sarihler
Efendimizin, mescidden çıkarken söylediği "Allahım senin fazlından
isterim" sözündeki fazlı, "helal rızık" diye izah etmişlerdir.
İbn
Reslan; Mescidden çıkarken fazl istemek Cenab-ı Allah'ın; "(Cuma)
namaz(ı) kılındığı zaman yer yüzüne yayılıp Allah'ın fazlından (helal
rızkından) isteyiniz”[Cum'a 10] kavli
şerifine muvafıktır" demiştir.
"Allah'ın
fazlı"ndan muradın, ilim talebi olduğunu söyleyenler de olmuştur. Aslında
her iki tercih de biri birine yakındır. Çünkü ilim de Allah'ın rızkıdır.
Rızık, sadece bedenin gıdasına has değildir. Ruhların gıdası da rızık
içerisindedir; böyle mütalaa edilebilir.
Duanın
mescide girerken rahmet, çıkarken de fadl'a, tahsis edilmesindeki hikmet,
Huccetullahi'l-Baliğa'da şöyle izah edilir: "Mescide girenin rahmeti,
çıkanın da fadlı taleb etmesindeki hikmet, şudur: Rahmetle Kur'an-ı Kerim'de
velayet ve nübüvvet gibi uhrevi ve nefsani nimetler murat edilmiştir. Cenab-ı
Hak, "Rabbinin rahmeti topladıkları şeylerden daha
hayırlıdır"[Zuhruf 32] buyurmuştur. Fadl ile ise, dünyevi-nimetler kast
edilir. Nitekim Kur'an-ı Kerim'de: "Rabbinizden rızık istemenizde bir
günah yoktur"[Bakara 198] ve "Namaz bitince yeryüzüne dağılıp
Allah'ın rızkından isteyiniz"[Cum'a 10] buyurulmaktadır. Mescide giren,
Allah'a yakın olmayı ister, Mescitten çıkış zamanı ise rızık arama vaktidir."
Huccetülallf
1-Baliğa'daki bu izah gerçekten yerinde ve vakıaya uygundur. Çünkü her ne
kadar insan, ömrünün her safhasında Allah'ı zikretmeli ve onu hatırlamalı ise
de, insanın ahireti, en çok duyduğu ve Rabbini kendisine en yakın hissettiği
yer, ibadethanedir. Cami dışındaki en büyük gaile de rızık endişesidir. Her
halde Efendimizin duası bu hikmete mebni olarak varid olmuştur.
Bazı Hükümler
Rasulullah
(s.a.v.)’e selam vermek ve camiye girerken Allah'dan rahmet, çıkarken de helal
rızık istemek müstehaptır. Her ne kadar bu istekler, Hadiste emir olarak varid
olmuşsa da vücuba değil istihbaba delalet eder.